Deneme 1: Last Year at Marienbad

Geçen Yıl Marienbad’da Üzerine Serbest Bir Hatırlama Denemesi

Bu denemeyi yazmaktaki temel motivasyonum filmlerin bende bıraktığı izleri ve bu izlerin kalıcılığını anlamaya çalışmak. Hafıza ve hatırlama eylemi ile oynayan bir filmi, benzer biçimde zihnimde canlandırma çabası. Dolayısıyla aşağıdaki kısa metnin Alain Resnais’nin Geçen Yıl Marienbad’da (Last Year at Marienbad, 1961) filmine dair bir hatırlama pratiği olduğunu belirtmek isterim.
~
Marienbad nerede? Fransa’da mı, yoksa Avusturya’da mı, Çekya’da mı?

Zoru denediğimin farkındayım. Güzel olacak bile olsa bunu yazabilmek başarı mıdır, yoksa sadece “olanı” metne dökmekten mi ibaret? Belki şu noktada kendime sormam gereken soru: Bunu yapmak ne işe yarar?

Şimdiden çok fazla soru oldu.

Esas sorulması gereken orası gerçekten Marienbad mı? Sinemayı bu noktada hatırlıyorum. Hatırlamak kelimesini neden kullandım, sinema kendini unutturmaya mı çalışıyor?

Sinemada olduğumu unuttuğum bir film oldu mu daha önce? Bilmiyorum, iyi filmler sinemada olduğumu unuttursun isterdim.

Şimdi de Brecht’i unuttum.

Sevdiğim filmler, ne kadar zaman geçerse geçsin asla unutamadığım imajlar bırakıyor.

Geçen yıl Marienbad’da gördüğüm ama unutamadığım şey ne? Otelin bahçesinde, piramit şeklinde çalılar. Tamamen muğlak bir filmin, en keskin ve köşeli imajını hatırlıyorum. “Tamamen” kelimesi de “muğlak” için böyle bir kelime. O bitkiler özellikle mi seçilmiş? Yirmi yıl sonra hala tekrar izlememiş olsam Marienbad’ın o bitkinin ismi olduğunu sanabilirdim. Her şeyiyle geometrik o kadraj ve içindeki ağaçlar, punctum böyle bir şey olsa gerek.

Küt saçlı bir kadın, siyah elbisesi ve beyaz tüylü bir şal. Kadının hafifçe tebessümü, o tebessüm aklımdan çıkmıyor. Bir şeyler bilen birinin gülüşü o, gerçekten adamı hatırlamıyor mu? Bir de yanındaki adam var, bana Nosferatu’yu hatırlatıyor.

Bazen bir insanın yüzünü asla hatırlayamazsın, sadece ona benzeyen eski bir yüz gözünde canlanır.

Soru şu, adamın geçen sene yaşanmış olduğunu düşündükleri gerçekten yaşanmış mıydı? Bilmiyorum, ama o tebessümü biliyorum. Bir şey yaşanmadıysa bile, kadın yaşanmış olma ihtimaliyle oyun oynamak istiyor. Bir insan bu kadar incelikli bir oyun oynamak için çok ilginç yollardan geçmiş olmalı.

Bir filmin neyini severim? Bana çok şey hatırlatabilmesini. Fark ettim ki, unuttuğum bir film daha çok şey hatırlatıyor.

Hiç -bir filmi- onu unuttuktan sonra hatırlamayı denedin mi? Boşlukları kendin doldurmaya başlıyorsun. Unuttuğunu bildiğin boşluklar-

Bir silah hatırlıyorum. Bir film olması için her şey var: bir silah, bir kadın, onun aşığı ve bir koca. Kocası mıydı? Bu cümle bana kimi hatırlatıyor?

Her kapının, her koridora açılabilmesi. Zihin gibi.

Filmin sonunda ne oluyordu?
~
Okuyucuya Not: Bu denemeyi yazma fikri 23 Ekim 2018’de filmi izledikten kısa bir süre sonra aklıma düştü. Başlamadan önce filmde de olduğu gibi bir senelik bir unutma arası vererek 23 Ekim 2019’da ne yazacağımı düşünmeye başladım. Denemenin başındaki görseli 23 Ekim 2019'da filmden hatırladığım kadarıyla çizdim. Yazıya 11 Ocak 2020 tarihinde başladım ve 12 Ocak 2020 tarihinde tamamladım.

Kaya Alp Tütüncü

Yorumlar

Popüler Yayınlar